Hepimiz hayatımızda bazı kırılma noktaları yaşarız; kimimiz orada kalırız, kimimizse daha da güçlenerek yolumuza devam ederiz. Sebebini siz de merak ettiniz mi ?
Duygusal Dayanıklılık Nedir?
Duygusal dayanıklılık (resilience, psikolojik sağlamlık) bir kişinin stres, kriz, travma ya da büyük değişim dönemleri gibi zorlayıcı durumlar karşısında kendini toparlayabilme, duygusal dengesini koruyabilme ve yaşamına işlevsellik kazandırma kapasitesidir. Bu özellik doğuştan gelen bazı eğilimlerle birlikte, hayat deneyimleri, çevresel koşullar ve öğrenilmiş beceriler aracılığıyla güçlendirilebilir. Yani herkes için tamamen sabit değil; geliştirilebilir bir potansiyel barındırır.
Çocukluk Deneyimlerinin Rolü
Çocukluk dönemi deneyimleri, özellikle bakım verenlerle kurulan bağlanma stilinin bireyin stres yaratan durumlara karşı tepkilerini, duygusal regülasyon becerilerini ve baş etme stratejilerini belirlemede kritik rol oynar. Güvenli bağlanma geliştiren çocuklar, kendilerini değerli, kabul edilmiş ve sevgiye layık hisseder; bu da benlik saygısını, öz yeterliliği ve başkalarıyla güvenli ilişki kurabilme becerilerini destekler. Bu olumlu içsel kaynaklar, ileride stresle baş etmede dayanıklılığı artırır.
Tersine, çocuklukta travma, ihmâl, belirsizlik ya da duygusal ihtiyaçların karşılanmaması gibi olumsuz deneyimler, bağlanma stilini etkileyerek yetişkinlikte daha yüksek kaygı, düşük benlik değeri, ilişkisel güvensizlik ve daha zayıf baş etme stratejileri ile sonuçlanabilir
Travma ve Kriz Sonrası Gelişim
Psikolojide kişinin travmatik bir olay ya da büyük kriz sonrasında yaşamında olumlu yönde değişim yaşaması durumu olarak tanımlanır. Bu değişimler, travmanın yarattığı sıkıntının ötesinde yeni anlamlar, değerler, anlayışlar geliştirmeyi içerir. Travmanın ardından gerçekleşen bir iyileşme değil, daha ziyade “travmayla mücadele etme süreci”nin sonucunda ortaya çıkan psikolojik büyüme ve dönüşümü vurgular. Yani kişi sadece eski haline dönmez, daha önce fark etmediği yönleriyle kendini yeniden keşfeder. Travma sonrasındaki etkileyen birincil mekanizma bilinçdir. Özellikle kasıtlı olarak düşünceye dalarak bireyin travma hakkında düşünmesi, sorgulaması , anlamaya çalışması ve ne anlama geldiğini sorgulamak pozitif bir etken yaratabilir.
Duygusal dayanıklılık, zorlukların bizden aldıklarını değil, onlarla baş ederken kazandıklarımızı öne çıkaran bir beceridir. Yaşamın kaçınılmaz krizleri karşısında ayakta kalabilmek, yalnızca güçlü bir karakter meselesi değil; aynı zamanda öğrenilebilen, geliştirilebilen bir süreçtir.
👉 Şimdi Randevu Alın
https://otrapsikoloji.com/iletisim