Türkçe karşılığı “sonradanlık” ya da “gecikmeli etkilenme” olan Nachträglichkeit kavramına göre deneyimlenen travma ilk anda tam olarak kavranamaz. Ancak başka bir deneyimle ya da zihinsel olarak deneyimlenen olayın yeniden işlenmesi yollarıyla anlam kazanır.
Freud’a göre travma bazı durumlarda sadece yaşanan öncül olayın sonucu olarak ortaya çıkmaz. İlk olay “ön şart” olarak kalır ve başta bireyin anlam dünyasında yer edinemez. Daha sonra yaşanan başka bir olay, çocuğun psikoseksüel gelişiminde yeni bir aşamaya geçildiğinde ilk olayı anlamlandırır ve travma o zaman oluşmaya başlar.
Freud bu kavramdan ilk defa 1896 yılında yayınladığı “Histerinin Etiyolojisi Üzerine” isimli makalede ‘Emma Örneği’ üzerinden anlatır. Bu olayda Emma adında 8 yaşındaki bir kız çocuğu iki adamın çalıştığı bir mağazaya girer. Bu adamlardan biri ona garip bir şekilde güler. Freud bu gülüşü cinsel çağrışımlı olarak değerlendirir. O sırada Emma bir korku ya da rahatsızlık yaşasa da, bu olay zihninde belirgin bir travmatik iz bırakmaz. Tepkisizdir ama zihni olayı kaydeder. Freud’a göre Emma bu olayı, henüz cinselliği ve sosyal anlamları tam olarak kavrayamadığı bir yaşta yaşamıştır. Aradan yaklaşık 2 yıl geçer; Emma artık 10 yaşındadır ve cinselliği daha farklı düzeyde anlamaya başlamıştır. Emma başka bir mağazaya girer ve burada bir adamla karşılaşır. Bu olayda doğrudan fiziksel bir tehdit ya da temas yoktur ama Emma yoğun bir korku yaşar. Freud’un analizine göre bu ikinci olay, aslında ilk olayda bastırılmış olan duygunun açığa çıkmasına neden olur. Yani ancak yaşanan ikinci olay sayesinde ilk olay travmatik hale gelmiştir.
Film Örneği
2004 senesinde çıkan Gregg Araki’nin yönettiği Mysterious Skin isimli film Nachträglichkeit kavramına başarılı bir örnek oluşturur. Film çocukken beyzbol koçları tarafından cinsel istismara uğrayan Neil ve Brian’ın yıllar sonra bu olayı nasıl hatırladıklarını konu alır. Nachträglichkeit kavramında olduğu gibi yaşanan travma en başında anlamlandırılamaz. Hatta bu filmde yaşanan olayın anlamlandırılması ‘uzaylı kaçırması’ olarak geçer. Cinsellik kavramını bir yetişkin gibi anlamlandıramayan Neil istismar anında yaşadıklarını uzaylı kaçırması olarak isimlendirir. Brian ise yaşadığı istismarı romantize eder ve bunu bir sevgi ilişkisi gibi hatırlar. Fakat bu durum da anlamlandırılamayan travmatik deneyimin çocuğun zihninde daha anlamlı bir konuma konması olarak görülebilir. Filmde özellikle Brian’ın istismarı anlamlandıramayıp bastırması ve bu anıyı ancak yıllar sonra ikinci bir olayla (“başka bir kurbanla yüzleşme”) bilinç düzeyine çıkarması, Freud’un Nachträglichkeit (sonradan etkililik) kavramıyla doğrudan örtüşür.
Gerek Freud’un Emma örneği, gerekse Mysterious Skin filmindeki karakterlerin deneyimleri, travmanın ve travmayı deneyimlemenin ne kadar bireysel olduğunu gösteriyor. Tam da bu nedenle, geçmişte yaşanan ama bir türlü anlamlandırılamayan olayların izlerini taşıyan bireyler için psikoterapi iyileştirici bir alan sunar. . Yaşanmış ama çözümlenmemiş duygusal yükleri anlamlandırmak için bir uzman desteğine başvurmak, birey için faydalı bir adım olacaktır.
👉 Şimdi Randevu Alın