OTRA Psikoloji

Morbid Curiosity (Hastalıklı Merak) bireyin ölüm, şiddet, trajedi, suç, vahşet veya korkutucu olaylara yönelik yoğun ilgi ve merak duymasıdır. Tehlikeli veya rahatsız edici olanı görmek kişinin duygusal eşiğini keşfetmesini sağlar. Kişiler bu içerikler aracılığıyla korku, tiksinti gibi duyguları güvenli bir bağlamda deneyimleyebilir. Hastalıklı merak, insanın anlama ve kontrol etme ihtiyacının bir parçası olarak ortaya çıkabilir. Narsistlik ve psikopatlık özellikleriyle arasında korelasyonlar bulunmuştur.

Komplo teorisi önemli olayların görünenden farklı ve gizli güçler tarafından kontrol edildiğine dair inanılan açıklamalardır. İnsanlar, rastlantısal olaylarda anlam ararlar ve belirsizliği azaltmak için görünmeyen unsurlar varsayılır. Kaygı, belirsizlik ve güvensizlik arttıkça insanlar komplo teorilerine yatkın hale gelir. Teorilere inanmak, kaotik dünyayı daha anlamlı hale gelir.

Peki, komplo teorilerine inanmayı Morbid Curiosity ile nasıl bağdaştırabiliriz? Komplo teorileri, yalnızca politik veya kültürel değil; aynı zamanda psikolojik düzeyde morbid merakı tatmin eden bir içerik formu sunar. İnsan zihni, karanlığı hem korkutucu hem de çekici bulur. Bu çekicilik hali kişiyi gerçeklikten uzaklaştırarak komplo teorilerine sürükleyebilir. Morbid merakı yüksel olan bireyler zihinsel olarak rahatsız edici ya da sıra dışı içeriklere yönelmeye eğilimlidir. Komplo teorileri bu ihtiyacı karşılar. Ancak bu durumu farklı psikolojik paradigmalar farklı şekillerde açıklar.

Davranışçı Yaklaşım: Korkutucu ya da rahatsız edici uyaranlara maruz kalmanın ardından gelen heyecan, rahatlama, öğrenme ve sosyo-kültürel ödüllendirmeyle (gruba aidiyet, korkusuzluk imajı, merakın ödüllendirilmesi) ilişkilendirilir.

Bilişsel Yaklaşım: Bilgi boşluklarını kapatma, tehlikeyi tanıma ve anlamlandırma motivasyonu olarak yorumlar. Korkutucu içerikler bilişsel şemaları genişletir ve tehditleri nasıl işlediğini öğrenme fırsatı sunar.

Psikodinamik Yaklaşım: Freudyen yaklaşıma göre hastalıklı merak, ölüm dürtüsünü (Thanatos) dışavurum veya bastırılmış duyguların güvenli bir ortamda yüzeye çıkmasıdır. Ayrıca bireyin içinde bulunduğu öznel temalar (yas ve kayıp) bilinçdışı işlenmesi ile ilişkili olabilir.

Fenomenolojik/Varoluşcu Yaklaşım: Bu yaklaşım bireyin ölüm gerçeği ile yüzleşme, hayatın anlamını sorgulama, kendi faniliğini fark etme çabası olarak görülür. Dinamik yaklaşımdan farklı olarak bu temalara ilgi, varoluşsal kaygının bilinçli işlenmesine hizmet eder.

Evrimsel Yaklaşım: Tehlikeli veya ölümcül olgulara merak potansiyel tehditleri tanıyıp onlardan korunmayı öğrenmeye yarar. İnsanların kaza, hastalık ve ölüme dair merakı risk faktörlerini kavrayıp hayatta kalma şansını arttırır.

Nöropsikolojik Yaklaşım:  Amigdala ve ödül merkezlerinin, ventral striatum ile birlikte aktive olmasıyla açıklanabilir. Korkutucu bir şeye bakmak hem tehdit algısını tetikler hem de dopamin salgısıyla ilginç bir ödül deneyimi yaratabilir.


Karanlık temalara duyduğumuz merak insan olmanın doğal bir parçası. Ancak bu merak zamanla kaygıyı arttırabilir, gerçeği çarpıtabilir ve bizi yalnızlaştıran düşünce kalıplarına hapsedebilir. Eğer kendinizi sık sık bu tür içeriklerin içinde kaybolurken buluyorsanız, dünyaya olan güveninizi sorguluyor ya da kontrol kaybı hissediyorsanız bu duygularla baş edebilmek için psikoterapiye bir şans verebilirsiniz.




👉 Şimdi Randevu Alın

https://www.otrapsikoloji.com/iletisim

Hemen seansa başla!