Bağımlılık Nedir?
Bağımlılığın anlaşılması yalnızca fiziksel semptomlarla değil aynı zamanda katmanlı mental süreçlerin incelenmesiyle mümkün olabilir. Bu katmanlılığı anlamlandırmak için edebiyata, müziğe ve sanata başvurarak bu durumun yansımasını sanatçılarda görebiliriz. Fakat bağımlılığı psikoloji literatüründeki haliyle bilmek doğasını anlamak için faydalı olacaktır. Temelinde bağımlılık, kişinin belirli bir maddeyi veya davranışı kontrol edemeden tekrarlaması zararlı sonuçlarına rağmen bu eylemi sürdürmesi ve bırakmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunması durumdur. Bu durum, kişinin biyolojik, psikolojik ve sosyal işlevselliğini önemli ölçüde zedeler.
Savunma Mekanizmaları ve Uyuşturucu Kullanımı
Bağımlı bireyler sıklıkla psikodinamik kuramın ilkel savunma mekanizmalarını kullanırlar.
- * İnkar – Bağımlı olduklarını kabul etmezler.
- * Yansıtma – Sorumluluğu başkalarına yüklerler.
- * Yalıtma – Duygulardan koparak sadece fiziksel hazza odaklanırlar.
- * Gerileme – Daha çocukça davranışlar sergiler, sorumluluktan kaçarlar.
- * İdealleştirme / Değersizleştirme - Kendilerini ya yüceltir ya da tamamen aşağılarlar.
Psikanalize Göre Tekrarlayan Davranışlar
Freud’un tekrarlama zorlantısı kavramına göre birey, çözülmemiş travmaları tekrar tekrar yaşama eğilimdedir. Bağımlı birey, çocuklukta yaşadığı eksiklik veya travmaları madde yoluyla yeniden sahneler. Bırakmak, bu döngünün kırılmasını gerektirir. Bu da bireyin bilinçdışı düzeyinde kaygı yaşamasına neden olur.
Lacan’a göre özne konuşan bir varlık olarak konumlandırılır ve kaygı yoluyla sorumluluk almaya itilir. Bağımlılık ise özneyi pasifleştirir. Kontrolün maddeye atfedilmesi özneyi kendi arzusu ve sorumluluğundan uzaklaştırır. Ayrıca büyük öteki’nin çöküşü madde kullanımının başka bir sebebidir. Toplumsal ve ahlaki yasaları (büyük ötekinin yasası) ihlâl eden bu davranışa uyan kişi, yasaya uymaktansa hazzın emrine boyun eğmeyi tercih eder.
Uyuşturucu kullanımı çoğu zaman sadece bir kötü alışkanlık gibi gözükse de psikodinamik bakış açısı bize bunun daha derin, köklü ve bilinçdışı süreçlerle ilişkili olduğunu gösteriyor. Maddeyi bırakma evresindeki kişi, sadece uyuşturucuyu değil, onun yerine koyduğu ögeleri de bırakmak zorunda kalıyor.
Bu nedenle bağımlılıktan kurtulmak yalnızca fiziksel yoksunlukla baş etmek değil, aynı zamanda ruhsal yapının yeniden inşa edilmesini de gerektiriyor. Destekleyici bir psikoterapi süreci bu içsel çatışmalarla yüzleşme ve yeni başa çıkma yolları geliştirme açısından hayati öneme sahiptir.
👉 Şimdi Randevu Alın