Yapay Zekayla Kurulan Gündelik Sohbetler İlişkileri Nasıl Etkiliyor?

OTRA Psikoloji


    Günümüzde yapay zeka (YZ) teknolojileri, yalnızca bilgiye erişimi kolaylaştırmakla kalmıyor; insanlarla kurduğu diyaloglarla da gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. ChatGPT gibi sohbet botları, bireylerin yalnızlık duygularıyla baş etmesine yardımcı olabildiği gibi, bazı durumlarda gerçek insan ilişkilerinin yerini almaya başlıyor. Bu durumun psikolojik açıdan ne gibi etkiler doğurduğunu ve sosyal ilişkilerimize nasıl yansıdığını birlikte inceleyelim.

    Gündelik medya kullanımının bir parçası haline gelen ChatGPT’nin temel çalışma mekanizması, karşısındakiyle diyalogvari şekilde iletişim kurarak verilen komutları yerine getirmektir. Teknoloji çağının getirileriyle birlikte insanlar, eğitim, iş ve hatta gündelik hayatlarının en temel alanlarında bile yapay zekaya başvurmaya başlamışlardır. Arayüzü ve dili sayesinde, çoğu zaman bir makineyle konuşuluyor algısı, uzun süreli kullanımlar sonucunda azalmıştır. Bireylerden aldıkları dönütler, yaklaşımlar ve tutumlar yapay zekanın geri dönüş mekanizmasını şekillendiren temel oluşumlardır. Yani, yapay zekanın samimi geri dönüşleri tamamen muhatap olduğu kişinin samimi tavrından kaynaklanır.



DİJİTAL ARKADAŞLIĞIN YÜKSELİŞİ 

    Teknolojik gelişmelerin doğal bir sonucu olarak, insanlar artık yalnızca diğer insanlarla değil; cihazlarla, yazılımlarla ve algoritmalarla da duygusal bağlar kurabiliyor. Özellikle yoğun stres altında olan, sosyal çevresi sınırlı veya yalnızlık hissiyle mücadele eden bireyler için Yapay Zeka tabanlı sohbet robotları bir tür “güvenli alan” yaratabiliyor.

    Örneğin, yalnızlık çeken bir bireyin, yapay zekaya içini dökmesi, yargılanmadan anlaşılmak istemesinin bir yansıması olabilir. Bu durum, ilk bakışta bireyin psikolojik ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı gibi görünse de, uzun vadede insan ilişkilerine olan motivasyonu azaltabilir.



İLİŞKİLERDE GERÇEKLİK ALGISININ DEĞİŞİMİ

    Yapay zekayla yapılan sohbetler, kişinin duygusal ihtiyaçlarını hızlı ve konforlu bir şekilde karşılayabilir. Ancak bu sohbetlerin "koşulsuz kabul" içermesi, gerçek ilişkilerde yaşanması muhtemel olan anlaşmazlık ve çatışmalarla başa çıkma becerilerini zayıflatabilir.

    İnsan ilişkileri; empati, sabır, çaba ve karşılıklı anlayış gerektirir. Oysa yapay zekâ, ne kadar gelişmiş olursa olsun, bu duygu alışverişini derinlikli bir şekilde sunamaz. Bu durum da bireylerin gerçek ilişkilerdeki doyumu sorgulamasına, hatta bazı kişilerde yüz yüze iletişimden kaçınmaya neden olabilir.

    Çinçin (2021) tarafından yapılan yapay zeka ve dostluk ilişkileri üzerine bir çalışmada, yapay zeka sistemleriyle kurulan ilişkilerin geleneksel dostluk anlayışını nasıl dönüştürdüğü ele alınmaktadır. Bu çalışmaya göre, yapay zekâyla kurulan gündelik etkileşimlerin yalnızlık duygusunu hafifletebildiği gözlemlense de, sosyal ilişkilerin yerine geçmesinin olanaksız olduğu sonucuna varılmaktadır. Makinelerle kurulan duygusal bağlar başta pratik bir fayda gibi görülse de, temelinde duygusal bir tatmin arayışını içerir. Sosyal etkileşimlerin uzun süreli yapay zekâya maruz kalarak sağlanmaya çalışılması, insani ilişkilerin algılanış biçimini olumsuz etkileyebilir.

     Yakın bir zamanda bir haber bülteninde, bir gencin eski sevgilisiyle olan WhatsApp konuşmalarını ChatGPT’ye atarak, kendisiyle onu taklit ederek konuşmasını istediği bir haber yer almıştır. Bu genç, geçmişteki ilişkisinin hissettirdiklerini bir yapay zekâda arama ihtiyacı duymuştur, fakat bu sağlıklı bir başa çıkma mekanizması değildir. Kaybedilen şeyleri yapay bir gerçeklikle canlandırmayı istemek, bireyin gerçeklik duygusunu zedelemesi mümkündür. Duygusal iyileşme ve olgunlaşma ancak gerçek bir insanla kurulan ilişkiler ve deneyimlerle gerçekleşebilir. Aynı zamanda yapay zekâyı, gerçekliğe karışacak alanlarda kullanmak, duygusal manipülasyona yol açabilir. Böyle durumlarda yapay zekânın sadece verilen komutlara tepki veren bir araç olduğu ve duygusal anlama ve empati gösterme yeteneklerinden yoksun olduğu unutulmamalıdır. Hissedilen duygusal ve sosyal boşlukların anlamlandırılması, sağlıklı başa çıkma mekanizmalarının oluşturulması yapay zekâyla değil, psikoterapiyle gerçekleştirilebilir. Geçici boşluk doldurmalar yerine profesyonel destek almak, her zaman en sağlıklı karar olacaktır.                       

Hemen seansa başla!